ALKAN, “İSKİLİP'İN VE BOŞALMIŞ KÖYLERİNİN GELECEĞİ TARIM’DADIR”

Alkan, “Doğru planlamalar sonucunda, İskilip Çorum' un en büyük ilçesi olacağı gibi, bölgenin çekim merkezi olacak ve geçmiş ünlü tarihindeki şanlı mevkiisine tekrar gelecektir” şeklinde konuştu.

Güncel Haber Listesi 16.12.2022 13:52:00 0
ALKAN, “İSKİLİP

Gazetemiz sahibi Tuncay Mumcu’nun geçen hafta kaleme aldığı ‘İskilip’e OSB Kurulsun’ başlıklı haberine destek veren eski İskilip Kaymakamı Beyazıt Bestami Alkan, İskilip’te tarıma ve hayvancılığa dayalı bir organize sanayinin kurulmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Alkan, “Doğru planlamalar sonucunda, İskilip Çorum' un en büyük ilçesi olacağı gibi, bölgenin çekim merkezi olacak ve geçmiş ünlü tarihindeki şanlı mevkiisine tekrar gelecektir” şeklinde konuştu.


İskilip’e Organize Sanayi Kurulsun (OSB) haberimiz ile ilgili açıklamalarda bulunan Eski İskilip Kaymakamı Beyazıt Bestami Alkan, İskilip için, tarıma ve hayvancılığa dayalı bir organize sanayi kurulmasının çok önemli ve uygun olduğuna dikkat çekti.

Alkan açıklamasında, “Çünkü İskilip'te, onlarca endemik bitki ve meyve ağaçları mevcuttur. Örneğin, ceviz, elma, üzüm, kiraz, kantaron, sahlep, kekik, çilek ilk akla gelenlerdir.

İskilip'in bu tarım zenginliğini, geliştirmek ve katma değerli ürünler haline getirmek doğru bir planlama ve yöntemlerle, hiç zor değildir. Tabii ilave olarak kümes hayvancılığını ve koyun yetiştiriciliğini de unutmamak gerekir. Henüz kimyasallarla kirlenmemiş binlerce dekar arazide organik tarım yapmak elzemdir. Çünkü yükselen trend, organik gıdaları üreten yörelerin yıldızını kesinlikle parlatacaktır. Tarıma dayalı organize sanayi, küçük aile işletmelerine dahi yüksek gelirler getirecektir. Bu sayede, köyden kaçış, gurbetçilik bitecek, köye dönüş başlayacaktır.
   
Doğru planlamalar sonucunda, İskilip Çorum' un en büyük ilçesi olacağı gibi, bölgenin çekim merkezi olacak ve geçmiş ünlü tarihindeki şanlı mevkiisine tekrar gelecektir.

“Ülkemizin sorunu, ekonomi onun da sorunu optimal yapılaşmadan yoksunluktur”,
olgusu özellikle kendini “kırsal alanda” yani ‘’tarımda’’ göstermektedir.
Tarımın bu halde olmasının, gerek miras hukuku, gerek tarihi gelişim ve gerekse
şimdiye kadar 1945 tarihli 4753 Sayılı “Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’na rağmen
düzenlenememiş olması gibi sebepleri vardır.

1927 yılındaki ilk tarım sayımında 2.5 milyon olan tarım işletme sayısının, 65 yıl
sonra 4.1 milyona çıkması, bunca göçe rağmen hala toprakların parçalanması ve vatandaşların şehre göçmelerine rağmen toprak devri yapmamaları, tarımımızın parçalanmışlığı ve örgütsüzlüğü, temel sorunun hala devam ettiğinin en büyük göstergesidir. Ve bu sorun ciddi ve radikal kamusal müdahale olmadan giderilemeyecek
demektir.

Çünkü Türk kırsal alanının gerçeği, 2005 yılı toplam GSYİH sının % 10.3 ü gibi
düşük bir üretim ile 30 milyar $ civarında olmasıdır.

Bugün dünya kara yüzeyinin % 40’ ından fazlası tarım için kullanılıyor. Bu da
çevre, toprak ve gıda güvenliği konusunda , çiftçilere olduğu kadar aslında tüm insanlara
büyük sorumluluk yüklüyor. Çünkü çiftçiler, bir çok hayvan ve bitki türünü yok etmek,
toprakları kapasitesinin üzerinde kullanıp, gübre ve ilaçla kirletmek pahasına, daha fazla gıda ve sanayii hammaddesi üretmek zorunda.

1990-2022 YILLARI ARASINDA TARIMSAL VE HAYVANSAL ÜRETİMİMİZ AZALDI
Ülkemiz için ise durum biraz farklı. Coğrafi yapısı, sahip olduğu doğal kaynaklar ve
uygun ekolojik koşullar nedeni ile tarımsal üretimde miktar ve çeşitlilik açısından büyük bir potansiyel barındıran ülkemizde; Nüfusumuzun büyük bir hızla artmasına rağmen, 1990 – 2002 yılları arasında, tarımsal üretimimiz %4 oranında, hayvansal üretimimiz %10 oranında ve verimli tarım alanlarımız ise 450.000 hektar azaldı.

Tarımla ilgili olarak yapılan tüm yasal düzenlemelerde ,planlarda ,projelerde büyük
ve  çok önemli bir unsur göz ardı ediliyor. İNSAN UNSURU .

Her insanın gelecekle ilgili düşünceleri, yarın ne olacağım kaygısı ve psikolojisi var
kuşkusuz. Çiftçinin bunlara ek olarak düşündüğü şunlar da var; nasıl ve ne ile ekeceğim,
ektiğim ya da ekeceğim ürünü satabilecek miyim, kazandığım para ile ailemi geçindirebilecek miyim, çocuklarımı okutabilecek miyim, karınlarını doyurabilecek miyim, reklamlarda gördüklerini alabilecek miyim, TV de gördüğüm yerlere gidebilecek miyim, gibi.

Sonuç ; ( 01.11.2006 tarihli mükerrer resmi gazete 2007 yılı programı, s.142 )
‘’ 2005 yılı istatistiklerine göre ;
Yaygın erozyon sorunu ve tarım dışı kullanımlara tahsisi neticesinde verimli tarım
alanlarının daralması yanında, yanlış gübreleme ve ilaçlama uygulamaları sonucundaki
bozulmalar gibi nedenlerle tarım toprakları nicelik ve nitelik kaybına uğramaktadır.
27 milyon hektar tarım arazisinden 16 milyon hektarında erozyon problemi
yaşanmaktadır.
Yüksek verimli tarım alanlarının 1.3 milyon hektarı son 10 yılda tarım dışı
amaçlara tahsis edilmiştir.’’

Toplumumuzun yarıdan çoğu geçimini doğrudan yada dolaylı olarak tarımdan
sağlamaktadır. Nüfusumuzun % 30 una tekabül eden yaklaşık 25 milyon kişi ise geçimini doğrudan
tarımdan sağlamaktadır. 2005 yılı cari fiyatlarına göre 487 milyar TL olan GSYİH dan,
tarımda yıllık kişi başına 2.210 TL düşmektedir. Bu da aylık 184 TL ye tekabül etmektedir.

Tarım, ekonomimiz için üretkenlik dinamiğini sürdüren reel sektörlerin başında
gelmektedir.  sanayimiz büyük ölçüde tarım ürünü hammaddeye bağlıdır. Tarıma dayalı sanayi ile birlikte, ihracat gelirlerinin yarıdan çoğu tarımla bağlantılıdır.
Bugün bile GSYİH nın % 10.3 ü körelen ve daralan tarımdan sağlanmaktadır.

30 – 40 yıl içindeki küresel ısınma sonuçlarına göre yapılan projeksiyonlarda,
ülkemizin iç ve güney kesimlerinin Afrika gibi, karadeniz kıyılarının da akdeniz iklim kuşağı
gibi olacağı öngörülmektedir.

Şimdiden tarımda, hayvancılıkta, ormancılıkta, sularda ve çevresel konularda gerekli
tedbirleri alıp hemen uygulaya geçmemizde çok büyük faydalar olacağı bilim adamları
tarafından dile getirilmektedir.

SON 30 YILDA VERİMLİ TARIM TOPRAKLARINDAN 2 MİLYON HEKTARI YOK OLDU
Bir tarım işletmesi onu işleten aileyi geçindirebilmelidir ki, o aile, işletmeyi
üretimi sürdürebilsin, tarımı meslek edinsin. Hatta bu geçimi sağlayan tarımsal gelir, kentteki gelirden daha fazla olmalıdır ki, şehre göç etmesin, kentlerin çevresi gecekondularla dolmasın, varoşlar ne köylü nede kentli diyemeyeceğimiz, işsiz, mesleksiz ve niteliksiz insanlarımızla dolmasın, kızlarımız mezarlık köşelerinde kendilerini satmak zorunda kalmasın, oğullarımız mafyaya, kapkaç çetelerine yazılmasın, tinerci, hırsız, uğursuz, terörist olmasın, elinde dönerci bıçağı ile tuttuğu futbol takımı için sokaklarda dolaşmasın ‘’kumarcı karısı binnazı’’, sanatçı diye şovmenleri bellemesin, tarımsal faaliyetlerini yani mesleğini sürdürsün.

Ve sonuç; Türkiye’mizde, son 30 yılda verimli, işlenebilir tarım
topraklarından 2 milyon hektarı yok oldu...Neredeyse 50 yıldan bu yana, tarım
reformu çalışmaları sonucunda , yalnızca sulanabilir tarım arazilerinden ancak 500.000
hektar civarında, yani 1 / 10 unda toplulaştırma yapabildik...

Her tarımsal faaliyeti yapan, hiç birini layığı ile yapamıyor demektir. Halbuki,
tarımsal üretimin koşulları, ekolojik şartlara göre üretmek ve uzmanlaşmaktır.
Bu gün bir şeyler üretmeye çalışan Türk köylüsü, çiftçisi, aynı zamanda, üretim
girdileri için piyasa araştırması yapan bir iktisatçı ve ürününü satmaya çalışan bir
pazarlamacıdır da.

Toplam 26,6 milyon hektar tarım arazimizin, yılda 10-15.000 $ gelir getirecek kaç
optimal işletmeye yeteceği spesifik bir hesap işidir. Ancak, 4 dekardan 400 dekara 4 milyon işletme, yılda 15.000 $ lık üretim yapsalar, 60 milyar $ edeceği açıktır, ki bu da tarımsal üretimde % 100 artış demektir. Ayrıca tarım alanlarımızdan yılda 100 milyar $ lık üretim yapılabileceği de hesaplanmış bulunmaktadır.

Bize göre; tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinden oluşan üç katlı ekonomik
yapının, birinci ve zemin katı olan tarım ve hayvancılığın, çökmemesi için alınacak, radikal
ve radikal olmayan tedbirlerle güçlü hale getirilmesi, alın terine, ahlaka ve iyiliğe dayanan
üretimi ile güçlü hale getirilmesi, tüm ekonominin güçlü, ahlaklı ve iyi olması demektir. Tüm ekonominin güçlü, iyi, ahlaklı ve düzenli olması da, üst kurumlar dediğimiz , siyaset, idare, adalet, din, ahlak, eğitim, sağlık, demokrasi, uluslararası ilişkilerin ve insan haklarının, özetle toplumsal huzurun güçlü olması, ahlaklı olması ve iyi olması demektir.

Bakınız, Ulu Önderimiz Atatürk bize 1920 li 30 yıllardan nasıl sesleniyor:
''Efendiler, Avrupa’nın bütün ilerlemesine, yükselmesine ve medenileşmesine
karşılık Türkiye tam tersine gerilemiş ve düşüş vadisine yuvarlanadurmuştur. Artık
vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa’dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa’nın
emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım zihniyetler
belirdi. Halbuki, hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin
planlarıyla yükselebilsin ? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir. 
Milli ekonomimizin temeli ziraattir. Bunun içindir ki, ziraatte kalkınmamıza
büyük önem vermekteyiz. Köylere kadar yapılacak programlı ve pratik çalışmalar bu
maksada ermeyi kolaylaştıracaktır. Fakat etütlere dayanan bir ziraat siyaseti tespit
etmek lazımdır. Bunun için de, her köylünün ve bütün vatandaşların kolayca
kavrayacağı ziraat rejimi kurmak icap eder.” ‘’Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden
rahat yaşamanın yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler , evvela haysiyetlerini,
sonra hürriyetlerini, daha sonra istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.’’ (Mustafa Diken)

 

İskilip’in kara lastiği Chanel raflarında 74 bin TL!

DUBA ÇAKMAK, OTOPARK İŞİNDEN DAHA ZAHMETSİZ!

İSKİLİP’TE BİR DÖNEMİN SONU

İskilip İlçe Müftülüğünden İskilip MYO’ya Ziyaret

İskilip Cezaevi'nde yatan hükümlü ile ilgili enfeksiyon iddiaları yalanlandı

İSKİLİP’İN YÖRESEL LEZZETLERİ KADIN EMEĞİYLE HAYAT BULUYOR

Bir ve beraber davranırsak bu projeden vazgeçilecektir

71 YILLIK İSKİLİP CEZAEVİ’NDE YIKIM BAŞLADI: PEKİ YERİNE NE YAPILACAK!

Merhum Doğan için, İskilip’te Mevlid-i Şerif okundu

Başkan Çizikci: “Güzel Gelişmelerin Müjdelerini Aldık”

İskilip 2. Etap TOKİ İstiyor

Mustafa Topal: Cumhuriyet Bayramı, İskilip İçin Bir Milat Olsun

İskilip’te 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Coşkuyla Kutlandı

İSKİLİP’TE 84 BİN ADET ÇİLEK FİDESİ DAĞITILDI

Cumhuriyet Bayramı'na özel, İskilip’te sinema gecesi

Başkan Çizikci, Ateş’e, Çorum-İskilip yolunu sordu

İSKİLİP ORMANLARINDA YAPILAN GENÇLEŞTİRME ÇALIŞMALARINI İNCELEDİLER

Mehmet Demirci güven tazeledi

MHP’Lİ SAĞLAM, KOSOVA KALKINMA BAKANI DAMKA İLE GÖRÜŞTÜ

VAHAPOĞLU’NDAN BELEDİYE BAŞKANI ÇİZİKCİ’YE ZİYARET

Bayat’ta Silahlı Saldırı: Kız Kardeş ve Oğlu Yaralandı

HALLIDER BASIN MENSUPLARI İLE BİR ARAYA GELDİ

Belediyeden Su Sayaçları İle İlgili Önemli Uyarı

İSKİLİP’TE HIZLI İNTERNET ÇALIŞMASI

MİLLETVEKİLİ OĞUZHAN KAYA VALİ ÇALGAN’I ZİYARET ETTİ

İSKİLİP’TE HAVA SICAKLIKLARI DÜŞÜYOR

İskilip'te AB Destekli Teknoloji Sınıfı Açıldı

10 MİLYONLUK LİRALIK YATIRIMIN, DAHA 10 SENESİNİ DOLDURMAYAN HATLARINDA TADİLAT ÇALIŞMASI

CEMİL ÇAĞLAR, İSKİLİP’TE ZİYARET VE İNCELEMELERDE BULUNDU

“İSKİLİP’İN GELECEĞİNE DAİR UMUTVERİCİ ADIMLAR”

Yükleniyor

  • Pazartesi 28.4 ° / 10.6 ° Güneşli
  • Salı 26.8 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Çarşamba 25.9 ° / 12.4 ° Güneşli